Dedikodu
Söze gerek yok
Gözlerime bak, oku gerçeği
Sen içinin sesini dinle
Kalbine sor beni
O fırsat düşkünü, zalim elleri
Kendine uzak tut uzak
İçim, dışım, özüm, sözüm bir inan
Alnım açık, yüzüm ak
Dedikodu dedikodu, kuru iftira
Beyhude yere gücenip alınma
O kuyruklu yalanlara kanıp
Yakma beni, kıyma bu kula
Dedikodu dedikodu, kıskanıyorlar
Al elmaya taş atan çok olur yar
Bile bile dalımıza basıp
Bizi oyuna getiriyorlar
Yüreği sızlamadan canımızı yakanın
Er ya da geç verecek hesabı var
Seveni seveninden ayıranın
İki elim yakasında mahşere kadar
Göz göre göre günahıma girip de
Suçlama, üzme beni
Sonra ok yaydan çıkıverir
Benden söylemesi
DİLLİ DÜDÜK Söz gümüşse sükut altındır
Masal okuyor bilmiyor o zır deli
Rüzgar eken fırtına biçer
Kendi düşen ağlamaz yarim
Sen sen ol takılma
Uykuların kaçar sonra
Akıllı ol oyuna gelme
Tepe takla olursun eden bulur sonunda
Pireyi deve yaptı dilli düdük
Ateşe bile bile körükle gidiyor
Kendi kuyusunu kazıyor enayi
Cırcır ötüyor
Bana göre hava hoş kendi bilir
Beni bilen iyi biliyor
Boş çabaları bu gönüllerde
Hükmü geçmiyor
Hadi sev hadi hadi hadi gözünü karartta
Koy elini kalbine şu yalan hayatta
Gelen geçer kalan göçer unutma
Sana da kalmaz bu ölümlü dünya
Caka satıyor utanması yok
O kendini üstün buluyor, ama yanılıyor
Burnu Kaf dağında mübarek
O kendini bu alemin kralı sanıyor
Şöyle bir silkelen de gel kendine
Hududunu haddini bil ille gitme
İki kere iki dört hesabı kolay
Aç kalbini gel dır dır etme..
|
|
|
|